Yeni açılmış bir iPhone'da görünen Hello yazısı

Kaynak: Unsplash aracılığıyla Tyler Lastovich.

Hello, World! bir şeylere başlamak için çok klişe biliyorum. Bir de bunu Türkçeleştirip sonuna ünlem koyup yazınca kendimi poğaçacıya hitap eden Orhan Pamuk gibi hissediyorum ama neyse.

Bu blogun işbu ilk yazısında biraz kendimden, geçmişimden ve agyild bağlamında ilerisi için planlarımdan söz etmek istiyorum. Özet şekilde de olsa kişisel web sayfamda biraz kendimden ve ilgi alanlarımdan bahsettim ancak orada profesyonel ve direkt sadede gelen minimalist bir hava hâkim, bir nevi siber kartvizit. Burada ise içeriğe göre yarı-profesyonel ya da profesyonel bir üslupta yazmayı planlıyorum.

Aslen Psikoloji formasyonu olan, evvelsinde sözelci olup da amatör olarak edebiyat ile uğraşıp şiir yazıp, fanzin falan çıkaran birisiyim. Fakat bunların haricinde yine hobi olarak -6 yaşından beri- hep bir bilgisayarlar ile haşır neşirliğim olmuştu (Ailenin o zaman da ve halen daha bilgisayardan anlayan kişisi benim.). Ancak bunlar hep derdimi anlatacak kadardı ve en iyi uygulamalar (ing. best practice) vs. çok da umurumda değildi.

Bundan 4–5 sene evvel Psikoloji lisansımın yarısındayken Psikoloji’nin kariyer olarak dışarıdan göründüğü kadar eğlenceli olmadığını ve uzun vadede direkt bu alanda bir kariyerin beni çok da tatmin etmeyeceğini hafiften düşünmeye başlamıştım. Yine aynı zamanda o sıralar hobi olarak oyunlara mod geliştirmekle uğraşıyordum ve ReShade projesinin gölgelendirici (ing. shader) kütüphanesi için GLSL dilindeki gölgelendiricileri C/C++ hakkında hiçbir şey bilmeden sadece kalıpları anlamaya çalışarak kopyala-yapıştır ile uyarlıyordum. Alternatif olarak neler yapabileceğimi sorgularken seçmeli ders olarak aldığım CMPE 130 dersinin Java laboratuvarında neredeyse her satırı açıklamalı, sekme genişliğine vs. gerek olmadığı halde, dikkat ederek yazdığım bir kodu gören dersin öğretim görevlisi beni takdir etmişti ve bu alanda kariyer düşünebileceğimi söylemişti (Belki de o sözelci geçmiş insanı böyle göze hitap eden şeyler yazmaya yatkın kılıyordur, kim bilir? Aksini düşünen sayısalcı bir bilgisayar bilimleri hocasının yarattığı herhangi bir görsel içeriğe bakmak isteyebilir.). Hem biraz bu, hem de artık siberin yan bir şey olmaktan çıkıp bir sürü insan için ana şey olmasının sinyalleriyle beraber, geleceğin bu alanda olduğunu düşünüp radikal bir kariyer değişikliği yaptım.

Ve o zamandan beridir kendimi yazılım geliştirme, siber, güvenlik araştırmaları ve istihbarat konularında geliştiriyorum. Bu konu başlıkları direkt bu şekilde seçilmekten ziyade, yazılım geliştirmenin ertesinde güvenli yazılım geliştirme, oradan genel olarak siber güvenlik ve en sonunda da siber güvenliğin salt tek başına ele alınamayacak kadar diğer güvenlik ve savaş disiplinleriyle ilişkili olduğu farkındalığı ile kendiliğinden gelişti. Zaten ilerleyen yazılarda bu konulara sık sık değineceğim.

Dil olarak yerelde daha değerli olacağını düşündüğüm içerikleri Türkçe olarak, uluslararası alanda herkesin değerli göreceğini düşündüğüm şeyleri ise İngilizce olarak paylaşmayı hedefliyorum. Güvenlik araştırmaları, istihbarat, siber vb. gibi konularda zaten başta grugq olmak üzere İngilizce içerik üreten gırla insan mevcut. Türkiye’de ise bu konularda Türkçe dilde kamuya açık teknik kaynaklara rastlamak –benim bildiğim– Polis Akademisi’nin Güvenlik Çalışmaları Dergisi ve Milli Savunma Üniversitesi’nin Güvenlik Stratejileri Dergisi’ne kadar imkansızdı. Bundan evvel ancak asker ya da polis talebesi olmanız lazımdı. Ki bu kaynakların hedef kitlesi akademisyenler olduğu için okuması da herkes için kolay değil. Türkçe içerik üreten diğer kişiler de şüphesiz var ancak daha çok istihbarat analizi minvalinde (örn. S-400 krizi sonrası Orta Doğu ekseninde falan filan inter milan) içerik üretiyorlar, bu verilerin en başta var olabilmesini sağlayan casusluk zanaati ya da eloğlunun orijinal tabiriyle tradecraft ya da spycraft üzerine içeriğe -her ne kadar benzer niyetlerle başlayıp gerisi ne yazık ki gelmemiş tek tük projeler olsa da- ben ne yazık ki rastlamadım. Son olarak istihbarat kelimesini Türkçe kitap kataloglarında şöyle bir arattığınızda birkaç güzel tarihi kaynak dışında daha çok, satışları artırmak amaçlı güncel olayların ekseninde sansasyonel şekilde yazılmış kitaplar (örn. MİT, Derin Devlet ve Gladio 2: Fetötric Boogaloo) göze çarpıyor. Bunlar dışında benim gözümden kaçmış kamuya açık zengin Türkçe kaynaklar varsa öğrenmek isterim.

Niyetim, naçizane bu alandaki kültür hazinesine biraz olsun katkıda bulunabilmek. Bunu da orijinal Türkçe içerik üreterek ya da önemli olduğunu düşündüğüm yabancı dildeki kaynakları Türkçeye hem çevirisini hem de Türkçe dildeki diğer saygın kaynakları referans alıp yerelleştirerek yapabilmeyi umut ediyorum.

Right! We shall start!

Tinker